Hayallerine ulaşmanın nasıl bir ödülü varsa başarısızlığın da bir bedeli var. Her şeyi kaybetmeden elindekilerin değerini bilmiyorsun.
*****
Gerçeğin ne olduğunu bilmek insanı savunmasız kılıyor. En ağır sözler bile gerçeğin üzerini örtemez.
*****
Yalnızlık insanın kendisiyle en uzak mesafesidir. Kısacık bir yalnızlık anına bile bütün hatıralar sığabilir.
*****
Ölmeden önce ölümü tatmak, dervişi dünya esaretinden kurtarır.
*****
Sanatı büyüten cesaret değil midir? Cesaretiniz yoksa sıradanlığa düşersiniz.
*****
Hayat karmaşıktır; en güzel başlangıçlar ve en acılı düşüşler yan yana durur. Hangisine doğru yol aldığını kesinkes anladığındaysa iş işten geçer.
*****
Mutfaktan süzülen tarhana kokusu bir hayat belirtisiydi.
*****
Zorluklar bazen insanı tutarsızlığa mecbur bırakır ve ondan beklenenin tam aksine tavırlara iter. Gerçekliği inkarın bir yolu da aklın ve mantığın söylediğinin zıddını yapmaktır. Hayatımızı kaplayan yeisten, kara bulutlardan kaçabilmek için gerektiğinde gerçekliğin en yalın ve saf haliyle bile göz göre göre çelişmeyi, çatışmayı yahut onu büstünün yok saymayı kabulleniriz.
*****
İçindeki seslerin doğruluğundan kuşku duymamak hayalperestlerin büyük bir saflıkla hayata tutunma çabasıdır.
*****
Yaptığınız tercihin geri dönülmez bir hata olduğunu anladığınızda yaşadığınız karanlığın bir dili, bir sesi yoktur.
*****
Her şeyden uzaklaşıp kaçıp gitmek istediğinde dünya küçülür, küçülür ve daracık bir kapana dönüşür. Zihnini kaplayan karanlık leke güzel anların izlerini bir bir silerken, şarkılar ağır ağır susar.
*****
Çok istemek kadere karşı gizli bir başkaldırıdır. Kaderin çoğu zaman insandan beklediği tutku ve arzu değil, sabır ve teslimiyettir. Yüksek arzular, yüksek sınanmalar anlamına gelir. Büyük ve derin tutkuların ödenmesi gereken ağır bedelleri vardır.
*****
Kaderin karşısında her ne pahasına olursa olsun direnmek için tek kişilik kavga etmezdi. Hayatta her şeyi doğru yapmanın bir yolu yoktu.
*****
İnsanın müzmin kusurlarından biri de unutmayı hızlandırmak için kalbinde yeni yaralar açmaya razı gelmesiydi. Bazıları aklını uyuşturarak gerçekliğin ve hatıraların gece yarısı taarruzlarından, tuzaklarından, pusulalarından kaçmayı denerken bazıları da üstünkörü aşklarla kalbini uyuşturmayı seçiyordu.
*****
Yoğun ve güçlü duygular insanın aklını bulandırıyor. Suçluluk duygusu mesela.
*****
Hayatın kaçınılmaz yolculukları vardır; siz yola çıkmayı reddetseniz de kandırmacalarla erteleseniz de o yol gelip kalbinizin ortasına yerleşir.
*****
Asıl isyan, insanın işlediği günahlardan ziyade, Allah'tan ümit kesmektir.
*****
Aşığın ıstırabı kelimelerden medet ummaktır.
*****
Bir kadına yahut Tanrı'ya duyulan aşk her insanda başka ruh halleri başka görüntüler yansıtır.
*****
Türkler beklemedikleri bir meseleye karşı evvela şiddetli bir tepki gösterirler lakin zaman içinde kalpleri yumuşar.
*****
Aşk hepimizden kudretlidir.
*****
Ölenlerin ardından odalarını kilitlemekle acılarımızı da oraya hapsetmiş olur muyuz? Seneler sonra o kapı yeniden açıldığında unutulmanın tozlarıyla kaplı odada hapsolmuş kederler bir anda üstümüze mi saçılır? Zihnimizin de böyle penceresiz, dar odaları var; hiç yaşanmamış olmasını dilediğimiz kötü hatıraları oralara kapatıyoruz ve kapısına kalın asma kilitler vuruyoruz. Sonra bir an geliyor, kısacık bir an, bir karşılaşma belki, yahut bir fotoğraf, bir şarkı mesela, bir film afişi, tam o anda kalın asma kilitler bir örümcek ağı kadar kolayca dağılıveriyor, kendimizi pat diye o acı hatıranın içinde buluveriyoruz. Kötü hatıralara kilit vurulamaz.
*****
Sevginin parlak yüzü bazen kederin kara maskesiyle kaplanır.
*****
Mumları seven insanlar yaşadıkları anın kıymetini bilirler. Mum karanlığın içinde süzülen, narin ruhlu insanların duyabildiği, içli ve ağır bir şarkıdır. Mum yakan kadınlar, hayallerinden vazgeçmeyen kadınlardır.
*****
Herkes işine gelene inanıyor zaten. Neye inanmak istiyorsan, neye inanmak işine geliyorsa ona inanıyorsun. İnsan tahammül edemediği gerçeği yok sayar.
*****
Gerçeği örtmenin en kolay yolu, bir parçasını diğer parçalardan daha görünür kılmak.
*****
Kör kuyuda yaşamak, insanın aklını başından alıyor.
*****
Ailenin açtığı yaraları kapatmaya zamanın gücü yetmiyordu.
*****
Ben içime dönerim bilirsin. Gidecek başka yerim kalmayınca içimdeki kör kuyuya.
*****
Belirsizlik, bütüb duyguların bir anda köklerinden sıyrılıp, kurumuş yapraklar gibi anlamsızsa savrulmasına neden oluyordu.
*****
Sorunu kendinde görmeye başlamak ölümcül bir alışkanlıktır, kendi kendinin kurbanı olmuşsundur, işin kötüsü en yakınındakiler bile bunu fark ettiklerinde sana acımasız olmaktan, hakkını yemekten çekinmezler, ne yaparlarsa yapsınlar onları suçlayamayacağını bilmelerinin rahatlığındadırlar.
*****
Her şeyin bir cevabı olduğuna inanmak saf bir iyimserliktir.
*****
Adaletin tecellisine mani olmak dayaktan daha büyük günahtır.
Yalnızlık kendisinden başka bir şeyle tarif edilemez.
*****
Kader bizim için renkleri bile seçer.
*****
Hayat yorar.
*****
Büyük acıların, yaralı geçmişin kefaretini birilerinin ödemesi gerekir. Geride kalanların temize çıkması için birisinin bütün laneti ve günahı üzerine alması, o ağır kefareti yüklenmesi gerekir. Her ailenin acılı sırlarını yüklenip de ölüme yürüyen bir günah keçisi vardır.
*****
Hayatta her şeyi açıklayamıyoruz.
*****
Gidenler geri gelmez.
*****
Biz kalbimizi kapatmadığımız sürece ölen sevdiklerimiz de bizimle yaşamaya devam ediyor, onları rüyalarımızda misafir etmek se hem bizi hem de onları mutlu kılıyordu.
*****
Edebiyatın bir vazifesi de ruhlarımıza teselli vermek değil midir?
Maria, eşi ilişkiyi bitirme kararı alınca büyük bir çıkmaza düşer. Ya her şeyini yıkıp bir kenara çekilecek ya da mevcut hayatıyla barışıp yeni bir yol çizecektir.
Aşk ve ilişkiler üzerine bir film. Bir kadının kendine yolculuğu ve farkındalığına varması konu olarak işlenmiş.
DON'T LET'S GO TO THE DOGS TONİGHT (2024)
BU GECE KÖPEKLERE GİTMEYELİM
1970’lerin sonlarında, Rhodesia (şimdiki Zimbabwe)’da geçiyor. Küçük yaşta olan Bobo’nun gözünden anlatılan hikâye, beyaz yerleşimci ailelerin yaşadığı politik ve sosyal çalkantıların içinde büyüyor. Aile, gelgitlerle dolu bir dönemde hem toprakla hem kimlikle hem de hızla değişen dünyayla başa çıkmaya çalışıyor. Film, “ev” ne anlama gelir, aidiyet nasıl şekillenir gibi büyük sorularla bir çocukluk portresi çiziyor.
Film, 2021 tarihli kişisel bir anıya dayanıyor. Gerçek olaylara dayansa da, dramatik nedenlerle kurgulanmış uyarlamalar olduğu konusunda bir uyarı var.
RÜYALAR DİYARINDA 2025
Stevie ve erkek kardeşi Elliot, Sandman’den mükemmel bir aile dilemek için kendi rüyalarının absürt, rengarenk evrenine dalar. Her kapı başka bir kurala, her köşe bambaşka bir tuzağa açılır; mantığın kenara çekildiği bu yolculukta kardeşler, önce birbirlerini, sonra da kendilerini tanımaya başlar. Fantastik yaratıklar, dalgalanan mekânlar ve yumuşak bir mizah duygusu, anlatının masalsı havasını taşır.
Bu film, klasik bir arayış öyküsünü sıcak bir aile hikâyesiyle birleştiriyor. Kusursuz bir aile istemek yerine bağların nasıl kurulduğu üzerine düşünmeye çağırıyor. Sandman figürü hem esrarengiz hem de şaşırtıcı biçimde şefkatli; çocuk kalvinin rüyaları kadar tatlı, bazen de tedirgin edici. Tempo dengeli, görsel dünya parlak ve akılda kalıcı.
IMDb özetleri tadında söylemek gerekirse, Stevie ve Elliot’un rüya âlemindeki macerası, cevabın bazen sihirde değil, cesaretle paylaşılan hatıralarda saklı olduğunu hatırlatıyor. Samimi, hafif ve umut dolu.
HOPE 2019
Sanatçı çift Tomas ve Anja'nın geniş aileleriyle olan yaşamları, Anja'ya kanser teşhisi konulmasıyla altüst olur. Keder ve korkularla baş başa kalan Anja, bu süreçte Tomas'ın desteğine ihtiyaç duyar. Tomas ve Anja bu beklenmedik ve zamansız durumla başa çıkmak için karşılıklı güven içinde birlikte mücadele etmeye çalışır. Bu süreç çiftin ilişkilerinin test edilmesine neden olur.
Harika ve duygusal bir film.Anja ve Tomas'ın mükemmel performansları sayesinde, bir izleyici olarak onların gerçek ilişkisini hissedebildim.
“Hapsoldukları yerde gözlerini kapıya dikmiş son bir umutla birilerinin gelmesini bekliyorlardı. Istırap yüklü ruhlarının tek kurtuluşu buydu. Hayatlarının o en uzun gecesinde hikâyelerini anlatmayı seçtiler. Çünkü insan ölünce bedeni çürür, geriye yalnız hikâyesi kalır ve bütün hikâyeler gece anlatılır.”
İstanbul’un Vefa semtinde ayakta kalan son ahşap konaklardan biri; Canfeda Konağı, namı diğer Uğursuz Konak. Konağa hapsolmuş genç bir kadın; Halide. Yıllardır konaktan uzakta hayatlar süren kardeşleri; Cihangir, Zeliha ve Nihal. Annelerinin ölümünün ardından, konağın satışı için son kez bir araya gelen kardeşlerin talihsiz alınyazılarının gizemini çözecek sadece bir geceleri var. Geçmişle yüzleşirken, konağın senelerdir kilitli tutulan odasının kapısı aralanınca, ailenin günahları ve suçlarıyla konağın sakladığı sırlar ortaya dökülür.
Yüz yılı aşan bir uzaklıkta, Osmanlı zindanlarında, ölümünü bekleyen, saf bir aşkın peşindeki genç adam; Derviş Ali. Tek umudu devrik Sultan Abdülhamid’in Baş Ressamı Zonaro’nun yardımıdır.
Halide ve Derviş’in yazgılarını buluşturan, arafta kalmış, yaralı ruhları birleştiren çarpıcı bir son.
Gece Açan Çiçekler, Tarık Tufan’ın zengin dili, benzersiz üslubu ve hafızalardan silinmeyecek kurgusuyla, Osmanlı’dan günümüze akan dokunaklı bir aile hikâyesi. Yaralı aşklara yakılmış, yüreklere dokunan, büyüleyici bir ağıt.
“Aşk hayattan da ölümden de büyüktür.”
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
Muhteşem bir geçmiş ve şimdiki zaman hikayesi. Canfeda konağı yaşayanlarının hayatları mutlaka okunmalı. Güzel bir yolculuğa davet ediyorum sizi, Handan'ın, Haliden'in, Nihal'in, Cihangir'in, Zeliha ve Derviş Ali'nin hikayesi sizi büyüleyecek. Romanın iki anlatıcısı var geçmişi Derviş Ali anlatıyor, Şimdiki zamanı ise Halide.....
Müzik eşliğinde alıntıları okuyabilirsin.
KİTAPTAN ALINTILAR;
İnsan ölünce bedeni çürür, geriye yalnız hikayesi kalır ve bütün hikayeler gece anlatılır.
*****
Kader bazen insana bir kitapla, bir sahafın ani suskunluğuyla konuşur; ama o sesi duymak yıllarınızı alır.
*****
Bu dünyanın tek hakikati insanın yalnızlığıdır, ötesini anlamaya çalışanların kalbinde sadece yorgunluk kalır
*****
Ayrılığın yası, ölümün yasından uzundur.
*****
Bazı şarkıların notaları, insanın çektiği acılardır.
*****
Hayal bir denize bakmaksa rüya o denizin içine girmektir; serin suyu teninde hissetmek, dudaklarındaki tuz diline değdiğinde mayhoş bir tat bırakmasıdır. Rüya hayat kadar gerçek olduğundan rüyalarını yitirmek ruhunun bir parçasının öldüğüne işarettir.
*****
Keşke insan, ruhunu istila eden kelimeleri kusarak dışarı atabilseydi.
*****
Ne tuhaf, insanlar ölüyor, bedenleri toprak altında çürüyor ama seni yaralayan zehirli sesleri ölümsüzlüğe erişip hayatın boyunca kalbinde ve kulağında kalıyor.
*****
Beklemek korkuyu büyütüyordu.
*****
Bir musibetin en küçük ihtimali bile beyinlerini kemirir durur, sürekli huzursuz eder. Zaman bir ilmek gibi boğazlarını sıkar, bu yüzden her acıyı göze alır ve ne olacaksa hemen olsun bitsin isterler. Ben hayatımda o ihtimalin yarattığı huzursuzluğa bir kez teslim olmuş, bu dünyaya tahammülüm tükenince hiçliği tercih etmiştim.
*****
Yalnızlık her gün yeni çehrelerle, yeni sızılarla kendini çoğaltıyor.
*****
Kıyametin en büyük ve en güçlü alameti sağır edici sessizliktir. Her şeyin susması, yok oluşun başlangıcıdır.
*****
Aşk hayatla ölüm arkasında akan taşkın bir nehirdir. O nehirde sürüklenirken nereye düşeceğini bilemez insan.
*****
Ancak benliğinden vazgeçersen hakikat seni bulur.
*****
İnsanın bu dünyadaki rızkı ölünce kesilir derler, lakin ölüm edebi bir rızkın kapısıdır, hatta bazen rızkın kendisidir. Varsın bu süslü, yalan dünya onu isteyene kalsın.
*****
İnsan, iradesini aşan her hikayenin başında ve sonunda aynı soruyu sorar:
Neden ben?
*****
Her hikaye bir parça acizlik ve bir parça mucize barındırır. Hikayeleri değerli kılan da bu ikisinin aynı anda yaşamasıdır.
*****
Bana kalırsa uğursuzluk diye bir şey yok; uğursuzluk insanların kötülüklerini sakladıkları koca bir maske, yalanlarla büyüttüğümüz sahte bir avuntu, suçu üzerine atmak için tutunduğumuz günah keçisi.
*****
Her ailenin sırlarla ve günahlarla dolu kilitli bir odası vardır.
*****
Hayattan bekledikleri son şefkat geldiğinde, huzurlu bir vedaya izin vermesiydi.
*****
Son gülen iyi gülermiş
*****
İlim insana ya acizliğini hatırlatır yahut kibir katar.
*****
Her günahın, her suçun bir bedeli var. Bazısı burada bazısı öte alemde.
*****
Aşığa ayrılıktan öte azap yoktur.
*****
Eksilmiş yemek takımları bir evin kabuk bağlamış yaraları üstü tozlanmış hatıralarıdır.
*****
Hayatın en karanlık savruluşları, meçhule uzayan yolculukları kendilerini kısa cümlelerde gizlerler. Sıradan ve sanki hiçbir şey olmamış gibi geçiştirilmiş kısa cümleler.
*****
Kurban olmayı seçmek bir kader mi?
*****
Zamanın -ve ölümün- bana öğrettiklerinden biri de bir yerden sonra suçluyla suçsuzu ayırt etmenin asla mümkün olmadığıdır.
*****
Unutulmak herkes için sanıldığı kadar korkunç değildir; yazgısı hüzünlü kelimelerle dolu biri, söz hakkı olsaydı muhakkak unutulmayı seçerdi. Her anlatıldığında yarası yeniden kanayan insanın acısını, ancak unutulmak dindirir. Unutulmak ve bir daha hiç hatırlanmamak.
*****
Akşam heybesinde gizlediği karanlığı, gündüzün pürüzsüz aydınlığı üzerine hoyratça boca ettiğinde, insanın payına en çok hasret düşer.
*****
İnsan, nihayetinde ölümün yok edemediği hatıralardan ibaret kalıyor.
*****
İnsan yüreğiyle ve gözleriyle şahit olduğu her şeyin yaratıcısı olma kudretine sahiptir. Tanrı hayal edebildiğimiz her şeyi vücuda getirme kudretini bize başetti.
*****
İnsanın kendisini aciz bırakan derin hakikatleri uzaktan bir nazarla keşfetmesi mümkün değildir.
*****
Aşk yüze dokunduğunda kırmızıyla pembe arası bir iz bırakır. O renk dünyanın en güzel rengidir.
*****
İnsan birini sevmeye başladığında, onu hatıralarının bir parçası yapabilmek hevesiyle, hayatının geçtiği mekanlara çağırmak için dayanılmaz bir arzu duyar. Sevdiği kişi, onun her anını hayal edebilsin, gözünde canlandırabilsin ister.
*****
Ölüm korkusu insanı bilinmez hallere sokar.
*****
İnsanın hafızası zalimdir. İntikam peşinde koşarcasına en çok ölürken eziyet eder.
*****
Bazen hayatta en yakın olduğumuz ,yerle ölüme en yakın birbirine karışır; en mutlu en kederli anların böylesine yakınlığı insanın trajik şaşkınlığı ve güvensizliğidir.
*****
İnsan ne kadar aciz olduğunu en iyi başkalarının gözünden okuyabiliyor.
*****
Gönlümdeki aşk bahçesinde açan bahar çiçekleriyle bu dünyaya veda ediyorum.
*****
Oraya beni çağıran aşktı; her sese kulaklarını kapayabilir insan, velakin aşkın buyruğu hepsinin üzerindedir.
*****
Hayatın en yorucu anları başkalarının anları başkalarının zihninden geçen karmaşık, kötücül, tahripkar düşüncelere anlam vermeye uğraşmaktır.
*****
Sevdiğinin gözyaşlarıyla ıslanan bir omuz, ömür boyunca kurumazmış.
*****
Geçmişin bütün günahlarını ölülere yüklemek, dünyada kalanların yaptığı haksızlıklardan biridir.
*****
Hepimiz çürüyoruz, lakin herkes suçu diğerinin üzerine atıp vicdanını rahatlatmanın peşinde, ekşi çürük kokusunu üstüne alınan yok. İnsanın bozulması hiç bir şeye benzemiyor.
*****
İnsan anasının karnından derviş doğmaz ya! Hepimizin geçmişinde bir karanlık oda var.
*****
İnsan babasından ayrılmaya hiçbir vakit hazır olmaz.
*****
En az hayat kadar ölümün de kıymetini bilmek gerekir.
Tembel olmak anormal bir durum değil aslında, gayet doğal. Düşünüyorum da çalışmak için yapmak zorunda olduğumuz işler, yani yetişmesi gereken evraklar ve yapılması gereken düzenlemeler olmasa, kimse o zindan misali ofislere gitmek istemez! Tembellik yapmak da biraz hakkımız sanki… Her şeye rağmen, şunu bilmeliyiz ki, topluma faydalı ve başarılı bir birey olmak istiyorsak, tembelliğimizi alt etmeliyiz. Peki, tembelliği yenmeyi ve kaybetmiş olduğumuz canlılığı tekrar nasıl kazanacağız? İşte bu sorunun yanıtını bulmak için aşağıdaki adımları tek tek uygulamaya ne dersiniz?
1. Adım: Harekete Geçin
Canınız kitap okumak istemese bile, OKUYUN. Canınız bir şeyler yazmak istemese bile YAZIN. Egzersiz yapmak istemeseniz de kalkın ve EGZERSİZ YAPIN. Kısacası, hareket etmek, aksiyon en iyi motivasyondur. Bir görevi yerine getirememekten bizi alıkoyan tek şey onu yapmamamızdır, bu yüzden hemen şimdi yap onu!
2. Adım: Adım Adım İlerleyin
Bütün bir yemeği tek bir hamlede yemeniz gerekse ne çok zorlanır ve ne tuhaf hallere girersiniz, değil mi? Neyse ki, yemeğinizden bir lokma alırsınız, bunun tadını çıkarırsınız ve yavaşça diğer lokmalara geçerek yemeğinizi bitirirsiniz. Aynı şekilde, eğer her şeyi bir anda yapmak isterseniz, motivasyonunuzu kaybedersiniz. Önce hangisini yapacağınızı, nereden başlayacağınızı şaşırırsınız ve sonuç itibariyle hiçbir işi tamamlayamamış olursunuz. Bu nedenle, büyük işlerinizi küçük parçalara bölün ve elde etmiş olduğunuz işin sadece o bölünmüş kısmına konsantre olun. Bu sayede çok zor ve asla üstesinden gelemeyeceğinizi düşündüğünüz bir işi, çok daha keyifle ve zevkle tamamlamış olacaksınız.
Tembelliğimiz tuttuğu zamanlarda etrafımızda işimizin dışında bizi meşgul edecek şeyler hemen dikkatimizi çeker ve motivasyonumuz bozulur. Örneğin, bilgisayarın bulunduğu odada herhangi bir işle meşgul oluyorsak ve bilgisayarında internet bağlantısı varsa, ufacık bir iş için internete girmek isteyebilir ve o site senin bu site benim bir anda yapacağımız işi unutup web sayfalarında kaybolabiliriz. Bunun sonucunda da bir türlü kendimizi bilgisayarın başından alamaz ve dikkatimizi tamamen dağıtmış oluruz.
Bir başka örnek: ‘öğrenciler’ Öğrenciler ders çalışmaları gereken vakitte bir anda gözlerinin televizyona kayması sonucu birbirini takip eden diziler ve programlarda kaybolabiliyorlar. Kolay kolay başından kalkılamayan televizyonun bu etkisiyle beraber dersler ve ödevler uzun süreli ertelenebiliyor. Sonuç itibariyle elimizde kalan, tamamlanmamış işler, görevler ve çalışılmamış dersler, bitirilmemiş ödevler oluyor.
Dolayısıyla, dikkatimizi dağıtan bu eşyalarımız amacının dışında bize hizmet etmiş olurlar. Dikkatimizi dağıtacak şeyleri ortamdan kaldırırsak, mesela internete bağlanmazsak, televizyonun bulunduğu odayı kilitlersek ya da yapacağımız işe odaklanabilecek, dikkatimizi dağıtabilecek ne varsa onların olmadığı yalın ortamlarda çalışırsak işimize çok daha kolay konsantre oluruz. Dikkatimiz farklı sebeplerden dolayı dağılmış olsa bile, uzun süreli bağlayıcı etkisi olmayan şeylerden uzak durduğumuz için dikkatimizi tekrar kolayca toparlayabiliriz.
4. Adım: Kendi Kendinizi Motive Edin
Yaptığınız iş her ne ise, onunla niçin meşgul olduğunuzun farkında mısınız? Zaman içerisinde kişi yaptığı veya o an için meşgul olduğu işin sebebini, maksadını, o işi yaparak ulaşmak istediği hedefleri unutabilir. ‘Ben bu işi neden yapıyorum ki?’ diye düşünebilir. Bu nedenle yaptığınız işin kişisel tatmininiz, hayatınız ve aileniz için ne kadar önemli olduğunu kendinize sık sık hatırlatın. Eğer neyi, ne için yaptığınız sorusuna aldığınız yanıt sizi tatmin etmiyorsa, o işle alakalı hedeflerinizi tekrar gözden geçirin!
5. Adım: Kendinizi Ödüllendirin
Disiplinli ve planlı olmak iyi, güzel, hoş da hangimiz robot olmak isteriz ki? Bu, hayli korkunç bir şey! Hiçbirimiz sadece kurallara göre yaşayamayız. Bu, motivasyonumuzu kaybetmemizde ciddi anlamda olumsuz bir etkendir. Sonunda ödül alacağımızı düşünerek yaptığımız her işi tamamlarken hevesli ve son derece coşkulu oluruz. Ödül, bu anlamda olumlu bir pekiştireçtir.
Tembellikten sürekli şikâyet ederiz. Buna rağmen, işlerimizi saatlerce erteleme huyumuzu da bir türlü terk edemez ve aynen devam ederiz. Erteleme işi bize çok hoş gelir ve bundan kolay kolay kurtulamayız. Halbuki yapacağımız işi planlayarak adım adım ilerlersek, tembellik tıpkı sihirli bir değnek değmiş gibi uçar gider. Sizi motive eden ve oyalayan nedir? İşte bu sorunun cevabını bulduğunuzda, bu anlamda var olan birçok probleminizin üstesinden gelmiş olacaksınız.
Mutluluk ve Beyinde Meydana Gelen Kısa Devre: Tembellik
Tembellik, beynimizdeki sistemin kısa devre yapmış olması halinde açığa çıkar. Hedeflerimiz için zorlu ve uzun soluklu çalışmak bizi uzun süreli mutlu eder; fakat kısa vadede beynimizin belirli bir kısmı zorlanmadan ve sıkıntılardan ayrılarak mutluluğa adım atmak ister. İşte bu noktada, tembellik baş gösterir. Ve kısa süreli bir gel-git yaşarız. Uğraşmak, didinmek bize her zaman için zor gelir. Halbuki ancak çaba sarf ederek, uğrunda uğraş vererek mutluluğa ve doyuma ulaşırız.
Tembellik etmek, bizi her zaman geriye götüren bir haldir. Biyolojik olarak, beynimiz çok az efor sarf ederek zevk almamızı ve sıkıntılardan uzak durmamızı ister. Doyurucu, tatmin edici bir başarı elde etmek için öncelikle beyinde gerçekleşen o kısa devreyi tamir etmek gerekir. Bunun için özel bir efor sarf edip, bir patlama yaşayabiliriz. Fakat ardından çok yoğun bir mutluluk ve haz hissedeceğimiz kesindir. Gördüğünüz gibi hâlâ bir şeyler yapabilirsiniz. Hedeflerinize ulaşmak için yapmanız gereken tek şey, harekete geçmektir.
Tembellik, ondan zarar görenler için çok kötü bir şeydir. Sabah sıfır motivasyon ve sıfır enerji ile uyandıysanız bu, inanılmaz derecede can sıkıcı bir histir ve bunu aşmak için ne yapılacağını çoğu zaman kestiremeyiz.