İZLEDİKLERİM 2025/8

10 Ağustos 2025

İZLEDİKLERİM 2025/8

 

 
UFAKLIK 2015 
 
2. Dünya savaşı zamanında geçen hikayede henüz sekiz yaşında olan ve babasını çok seven bir çocuğun insanların ölmemesi için bir şekilde bu savaşın bitmesi için bişeyler yapmaya çalışacaktır. Filmde gerçek baba oğul sevgi bağının ne denli kuvvetli olduğu izleyicilere verilmek istenmiş. 


BİR ÖMRÜN SONBAHARI 2025

Zeynep, çocukluk travmaları ve kaybetme korkusuyla yaşamını sürdürürken bir gün Can adında hasta bir gençle tanışır. Bu karşılaşma, Zeynep için aşkı ve umudu yeniden keşfetme fırsatı sunar. Can'ın zorlayıcı hastalığına rağmen aralarındaki bağ, zamanla derinleşir ve güçlenir. Filmde, Zeynep'in iç dünyasındaki çatışmaları ve Can'a karşı beslediği güçlü duygular arasındaki ince çizgi ustaca işlenmiştir. Her ne kadar Can'ın hastalığı, ilişkilerinin önünde büyük bir engel gibi dursa da, aşkın iyileştirici gücü ve umudun yeşerdiği anlar izleyiciye aktarılır. Zeynep ve Can'ın ilişkisi, izleyicilere dokunaklı ve düşündürücü anlar sunarak sevginin en zor anlarda bile nasıl filizlenip büyüyebileceğini gösterir. Bu film, sevgi ve umut temalarıyla dolu, izleyenlerin kalbine dokunacak türden bir anlatım sunmaktadır. İzleyiciler, karakterlerin yaşadığı duygusal yolculukta kendi hayatlarına dair derin düşüncelere dalarak etkileyici bir seyir deneyimi yaşayabilirler.

FİLMİN MÜZİKLERİ;


OKUDUKLARIM 2025/29 RUMİ (2. BÖLÜM)

08 Ağustos 2025

OKUDUKLARIM 2025/29 RUMİ (2. BÖLÜM)

 


İnsan ruhunun bir latifesi, hayvan sevgisini tatmayınca uyanmazmış. İslam Peygamberinin "Kedi sevgisi, imanın bir parçasıdır"
*****
Kedilerin üç adı olur kızım. Birini, herkes bilir. Diğerini sadece aile bilir. Kendine özgü özel adını ise sadece kendisi ve Tanrı'nın onu kendisine emanet ettiği sahibi bilir. İşte kediler, murakebe anlarında, sadece kendisinin ve sahibinin bildiği o özel ismin anlamını düşünürler.
*****
Tanrının yağmura benzeyen hizmetçileri vardır. Toprağa düşünce mısır, denize düşünce inci olurlar.
Lale MÜLDÜR
*****
Aşk, baştaki aklı kör eder. Akıl akılsızlara gerektir, bize aşk gerek.
Gerçek aşk iç gözü açar. İnsan pek sevdiği bir varlığın hatalarını, kusurlarını tanımadığı birisininkine kıyasla daha derin bir üzüntüyle görür, iyiliklerini unutur. Kimsenin kusuruyla meşgul olmaz. Bir bilgiye soruyorlar: "Bu âlem nasıl düzelir?" Şöyle diyor: "Düzelmiş bir gözle bakarsanız, âlemi düzgün görürsünüz."
*****
Mevlânâ'nın sözleri, insanın yalnız ıstırap aracılığıyla olgunlaşacağını öğretti.
*****
Bir gün bu camiyi, Türkiye'den bir arkadaşımla ziyaret ettiğimde bana, Türkler'in laleyi neden bu denli çok sevdiklerini anlatmıştı. Lalenin sayı değeri Allah ile aynıydı, ikisi de altmışaltıydı. Hangi çiçek, bundan daha güzel olabilir ki! Lale , Allah demekti ayrıca Peygamber'in velayetinin imajı olan hilali de ima ediyordu.
*****
Ölmek istemediğin yerde bulunma.
*****
Zikrin en güzeli, en güzel zikrin bile gaflet olduğunu bilmektir.
*****
Yalnız yaşamayı seven bir güzele soruyorlar, "Yalnızlık zor değil mi?" "İnsanlar daha zor" diyor.
*****
Mevlânâ'dan ne öğrendin derlerse, " Bütün varlığın gönülden ibaret olduğunu" diyebilirim. İnsanın yaralarını ancak bir gönüle girerek iyileştirebileceğini düşünüyorum.
*****
Başarı fikrinin büyük ahlaksızlar yetiştirdiğini öğrenmem bu sürecin bana fena bir armağanıdır.
*****
Anneme, Tanrı'nın nasıl bir şey olduğunu sorduğumda, "Bir şeyi sevmek gibidir, sevginin içindeki enerjidir".
*****
Yüz, varlığın ruhudur.
*****
Sen bizim dışımıza değil, içimize bak.
*****
Günah işleyen kişi İslamiyet'ten çıkmaz, sadece günahkar olur. Allah rahmandır, kulu eğer bir daha günaha dönmezse onu affeder.
*****
Tövbe, bir daha hataya dönmemektir.
*****
Uşşâk, aşıklar iklimidir.
*****
Bütüne âşık olanlar parçanın aşığı değildir. Parçaya âşık olanlarsa bütüne âşık olmaz.
*****
Varlık, ancak yoklukta görünebilir.
*****
Mevlânâ'dan öğrendik, "ben" demekten daha büyük bir günah yokmuş.
*****
"Yav hacım kocadın artık, aşk meşk işleri gençliğe ait şeyler, " diyenlere, Yunus dedemizin sözünü hatırlatıyorum:

Niceler söyler Yunus'a, kocaldın sen aşkı bırak,
Bu aşk bize yeni değdi, henüz dahi turfandadır.
*****
Arifler, dünya denilen pazara tezgâh açmış attarlardır. Onların dükkânında birlikten gayrı bir şey olmaz.
*****
İnsanın gelişmesi için önden iki şey lazım derler: Annesi abdestsiz emzirmeyecek, babası haram yedirmeyecek. Sonrasından korkma, hele aşk da olursa...
*****
Olan olmuştur, olacak olan da olmuştur.
*****
Kimi insanlar gözüyle, kimi insanlar sözüyle, kimi insanlar özüyle dokunurlarmış.
*****
Dost acı söyleyen değildir, acıyı tatlı söyleyendir.
*****
“Açılmaz kapıları açmanız mı gerek?
Dünyada insanca yaşamanız mı gerek?
Bırakın o zaman iki dünyayı birden:
Ey ölü canlılar, canlar uyanık gerek!
Ömer Hayyam
*****
Bu yolda kişinin, başkasının hakkını gözeterek yaşaması olmazsa olmazdır. Üzerinizde toz kadar kul hakkı varsa yolda kalırsınız. Önünüze Çin Seddi gibi bir duvar çıkar, kalakalırsınız. Mevlânâ bu sebeple, özellikle yöneticilerin yüzüne gerçeği söylemekten çekinmezdi.
*****
İnsanın alçaldıkça yüceldiğini bize o gösterdi.
*****
İmanın en güzel belirtisinin utanma olduğunu söylemişti.
*****
İnsanın severek bütün acıların üstesinden gelebileceğini fark ettim.
*****
İnsanın başkasının kusurunu görmesi, aslında kendini görmesidir. İnsan aynaydı, ne görüyorsa kendisiydi. Kir, kibir, kıskançlık, hırs, bütün bunlardan arınmaksızın kişinin başkasını kınamasından çok utanıyorum.
*****
Korkmanın ve utanmanın, kalbin en güzel süsü olduğunu ondan öğrendim. Canın, ölümsüzlüğün kendisi olduğunu....
*****
Bir yabancının tasavvufa ilişkin bir mekânı, bir konuyu veya kişiyi, dahası dergahları gezerek dervişin sahip olduğu kültürü öğrenebilmesi, Avrupalı bir Protestanın, bir manastırır ziyaret edip Katolik manastır iklimini öğrenmesinden daha güçtür.
*****
Dostum, sonsuz diriliği istiyorsan ölmeden evvel öl.
*****
Size gizlide ve açıkta Allah'tan korkmayı, az yiyip, az uyuyup, az konuşmayı, nefsin tutkularını denetlemeyi, insanların eziyetine dayanmayı, kötülük yapmayı sevenlerden uzak durmayı, hayırlı dilekleri olanlarla bir arada bulunmayı vasiyet ediyorum. İnsanların en hayırlısı, insanlara iyiliği dokunanlardır. Sözün güzeli de az ve öz olanıdır.


KİTAPTAN MÜZİKLER;





OKUDUKLARIM 2025/29 RUMİ

07 Ağustos 2025

OKUDUKLARIM 2025/29 RUMİ

 


İnsan için daima kurtuluş vardır ama bu insanlıktan ötededir. Olağan zaman ve mekânlarda yitirdiklerimizi, olağanüstü zaman ve mekânlarda bulabiliriz.”

Sadık Yalsızuçanlar’ın usta kalemi bu kez Mevlânâ’nın hem zaman hem de mekânsal olarak yakınında, bazen de uzağında lakin merkezinde hep “Kalplerin ve Aşkın Sultanı” varken, onun çevresinde sema ediyor. Kimi zaman bir neyzen, bir derviş olarak dökülüyor kelam; kimi zaman yüzyıllar sonra onun bilgeliğiyle demlenen bir akademisyenden, Konya’ya yolu düşen yas dolu genç bir kadından. Kimi zaman kalbinin çağrısına uyup kilometrelerce uzaktan gelen bir yabancıdan, kimi zaman onun yanında yöresinde yıllarını vermiş bir dergâh yoldaşından…

Lakin dört ana selamdan ve her birinde yedi ayrı anlatıdan oluşan Gerçeğin Güzel Huyu, içeriğindeki pek çok tarihî karakterle, ilahi aşkın pusulasında tek bir merkeze yüzünü çeviriyor, onun gönlüne akıyor: Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî.

“O’na en yakın olduğumuz an, bir bulut gibi kendimizi yitirdiğimiz andı. O şiveyi işittiğimiz yer… O’nu duyduğumuzda hareketleniyor, bir elimizi göğe yükseltiyor, diğerini yere yöneltiyor; sağdan sola, kalbimize doğru dönüyorduk. Bilmeyenin seması, doğallıktı. Bağlıların seması, gerçeğe ulaşma çabasıydı. Erenlerin seması, O’nun güzelliklerini görmekti. Bilgelerin seması sadece seyirdi. Gerçeğin güzel huyunu tatmış olanların seması ise şeylerin içyüzünü görmekti. O’nu dinliyor, O’nunla dönüyor, sadece O’nu görüyordu.”

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;

Okuduğum güzel Mevlana ile ilgili kitaplardan biri oldu, yazarın kalemine sağlık.

KİTAPTAN ALINTILAR;

Aşkta ne alçaklık ne yücelik vardır.
*****
Hüznün değerini bil.
*****
Doğru soru, olgunluğun göstergesidir.
*****
Varlık yaprağını çevirdiğinde kitabın tamamlanır oğlum.
*****
Gerçek hayatı ölümde bulacaksın.
*****
Bir hayalden binlerce hikmet doğabilir. Dünyadaki bütün kinler, nefretler ve düşmanlıklar aşk haline gelebilir.
*****
Uyanık insan çok, insanlıktan uyanmış yok.
*****
Dünya kurnazlıklarını ter et ki, sana ezel zekâsı verilsin.
*****
Gafil varlıkla, kâmil yoklukla ilgilenirmiş.
Hak, intikamını kul eliyle alır, işin içyüzünü bilmeyen ise onu kul yaptı sanır.
*****
Bulduğunla yetiniyorsan ne güzel.... Bilmiyorsan o daha da güzel,
*****
Derdin ne olursa olsun, umudun daima Allah olsun.
*****
Bu aleme gelmekte amaç, bütün varlıkta sevgilinin güzelliğini seyretmektir.
*****
Herkes Allah'tan bahsediyor ama Allah'ı bilen pek az.. Herkes insanlıktan söz ediyor, olmayan şey söylenirmiş ya sürekli.
*****
Müzik Allah'ın dilidir. Ruhlar meclisinde Allah, müzik diliyle konuştu.
*****
Varlık bir, hepimiz, her şey O'nun içindeyiz. İnsanın kendinden söz etmesi pek hoş değil gerçi....
*****
Gücü, güçsüzlükte aramak gerekiyordu, zenginliği yoksullukta, varlığı yoklukta....
*****
İnsan olduğumuzu en çaresiz anlarımızda hissediyoruz.
*****
Allah'ın sadece lütfu vardı, biz bazısına "kahır" diyorduk. 
*****
Nikah gökte kıyılırmış. Yoldaşlık ezeldenmiş.
*****
Fukara gönlüne her kim dokuna, dokuna sinesi Allah okuna.
*****
Her şeyin bedeli var ve o ödemeksizin asla ele geçmiyor. Çalışıyor, tutkuyla çabalıyorsunuz fakat olmuyorsa en azından bir süreliğine onu terk etmelidir. Sonunda terk ettiğiniz şey size mutlaka geri dönüyor.
*****
İnsanın en büyük engeli kendisiymiş.
*****
Benlikten ve kibirden sıyrıl, toprak ol. O güzeller güzeli toprak olmayı huy edinince göğe yükseldi, göklerin sultanı oldu. Sen de toprak ol ki senden canlılar yetişsin. Gönül denilen hazineyi ancak böyle bulursun.
*****
İnsan ancak gül yüzlü sevgiliye kavuşunca yüzü güller gibi açılır, sadece gül kokar.
*****
Özünü çekmiş tenhaya, işini işler hafâda.
*****
Kâfir, hakikatten perdelenmiş kimsedir. En yakınımızdaki kâfir, alt benliğimizdir.
*****
Evlat, babanın sırrıymış.
*****
Eskiden böyle değildik, konu komşu hakkı bilirdik, garip ve yoksullara yardım ederdik, yetimi de öksüzü de gözetirdik, isteyeni geri çevirmezdik. Hiçbir şeyin beti bereketi kalmadı.
*****
Hefkere: Bağ
*****
Tefe'ül  bir kişinin içinde bulunduğu durumu tanımlamak ya da tercihlerinde yol göstermek üzere kudsiyetine inandığı kitaptan bir işaret aramaktır.
*****
Sır henüz verilmemiş olandır. Verildiyse açığa çıkmaması için özenle korunması gerekir.
*****
Sohbet cânı semirdir.
*****
En güzel anların insanın kendisiyle geçirdiği anlar olduğunu tadıyordu.
*****
Tok beden sınırlı olana, aç beden sonsuz olana çalışır. Perhiz yapmaksızın sözü, eyleme dönüştüremezsin.
*****
Nefis, ancak açlıkla terbiye olur.
*****
Aşk bazen dile geliyordu, bazen sessizliğe. Bazen ezgili bir inleyiş, bazen suskun bir çığlık oluyordu. Her an yeni bir giysiye bürünüyordu.
*****
Benim için ikramın en büyüğü, hiç olmamasıdır. Kahveyi nasıl arzu ettiğimi sorduklarında, "şekersiz, kahvesiz, susuz" diyordum.
*****
İnsan insanın aynasıdır.
*****
İnsanın kendi derinlikleriyle oynamasından daha tehlikeli bir şey olabilir mi?
*****
Usulsüz vusül olmazdı. İnsanın amacına uygun yöntemi kullanması, yaptığı şeyin doğasının dayattığı bir şeydi.
*****
Oysa ney bir çalgı değildi. Evet, bir müzik aracıydı ama ondan çok daha ileri bir şeydi. Mevlânâ'nın tabiriyle, kâmil insandı. Peygamber'in kendisiydi. O'nun yetkin mirasçılarıydı.
*****
Kırmızı can verip canan bulmanın, Kerbelânın rengiydi.
*****
O'nu anmaktan geri kalma, dostluğuna doyma, O'ndan geleni kabullenme konusunda sınırsız ol. O'nu zikretmekten daha tatlı bir şey var mı? Dilin ansın, kalbin şükretsin, tenin sabretsin. O zaman bu kurak şehirden kurtulacaksın, ırmaksın ve okyanusu bulacaksın.
*****
Bilgi de perdeydi, kulluk da, perhiz de, niyaz da, takva da,.... Bilgi, duvarların en kalın ve yıkılmaz olanıydı.
*****
Niçin başkasının bastonuna dayanarak yürüyorsunuz? Nerede kendi sözleriniz, kendi duygularınız?
*****
Ayrılık ruhsal bilinci parçalıyor, derin yaralar açıyor. Onların iyileşmesi zor oluyor.
*****
Kadere boyun eğmek gerekir.
*****
Kusuru ört, iyilik et
*****
İnsanların başına gelen musibetlerin üç nedeni olurmuş ve bunlar üç zümreymiş: 
Birincisi, bir fenalık yapar, onun cezası olarak eziyet görür, şaşırırmış, "Niçin buna layık görüldüm?" diye
İkincisi, Allah sever, onu kendine yakınlaştırmak istermiş. O da buna şükredermiş.
Üçüncüsü zaten yakınmış, Allah o denli çok severmiş ki, ondan daha çok niyaz sesi duymak istermiş.
*****
Hepimiz insanın ney olduğunu öğrendik.
*****
Aşkı tanımayan ondan kaçar.
*****
Aşk için ölmeden canın uyanması imkansızdı.
*****
Bir gün babama, nezaketin ne olduğunu sormuştum. Şöyle demişti: "Daha iyi bildiğimiz şeyleri, daha az bilenlere öğretme sanatıdır."
*****
DEVAMI YARIN






KİTAPTAN MÜZİKLER;









İNSAN ANCAK YAŞAMI ÖĞRENDİKTEN SONRA BAŞKALARINI ELEŞTİREBİLİR.

05 Ağustos 2025

İNSAN ANCAK YAŞAMI ÖĞRENDİKTEN SONRA BAŞKALARINI ELEŞTİREBİLİR.

 


GÖLGEYLE YÜZLEŞMEK ZAMANI !..

“Gölgeyle yüzleşmek” psikoloji ve spiritüel öğretilerde, özellikle Carl Gustav Jung’un geliştirdiği “gölge arketipi” kavramıyla yakından ilgilidir.
Gölge, kişinin bilinçaltında sakladığı, kabul etmek istemediği ya da toplum tarafından onaylanmadığı için bastırdığı yönleridir. Bunlar kötü huylardan ibaret değildir; kullanılmamış potansiyeller, bastırılmış duygular, hatta kullanıma geçmemiş yaratıcı güçler de gölgeye dahildir.
Gölgeyle yüzleşmek ise, bu bastırılmış taraflarla dürüstçe karşılaşmak, onları fark edip onlarla bütünleşmektir.
Gölgeyle yüzleşmek neden önemlidir?
-Kendi gerçeğini tanımak: Kendini eksiksiz olarak görmek, sadece “iyi” taraflarını değil, bütününü fark etmek.
-Bastırılmış enerjiyi serbest bırakmak: Kabul edilmeyen yönler bilinçaltında enerji harcar, yüzleşildiğinde yaratıcı güce dönüşür.
-İç çatışmaları azaltmak: Kendini reddetmek yerine kabullenmek, daha sakin bir iç yaşam yaratır.
-Başkalarını anlamak: Başkalarının da kendi gölgeleriyle yaşadığını fark etmek, empatiyi artırır.
Gölgeyle yüzleşme adımları nelerdir?
· Fark etmek – Hangi durumlar seni öfkelendiriyor, kıskandırıyor, utandırıyor? Bunlar genellikle gölgenin işaretleridir.
· Yansımayı görmek – Başkalarında rahatsız olduğun özellikler, çoğu zaman sende de vardır ama kabul edilmemiştir.
· Kabul etmek – Yargılamadan, “Evet, bu da benim bir parçam” diyebilmek.
· Kök nedenleri incelemek – Bu yönlerin neden bastırıldığını anlamak; çocukluk deneyimleri, aile ve toplum etkisi gibi. Travmayı oluşturan nedenleri anlamak iyileşmenin ilk ve en önemli adımıdır.
· Dönüştür – Bastırılmış yönleri yaratıcı ve yapıcı bir şekilde yaşamına dahil etmek.
Spiritüel bakışta ve Tasavvufta gölgeyle yüzleşmek ne anlama gelir?
Tasavvufta bu süreç, “nefsin mertebeleri” ile benzerlik taşır; karanlık tarafı arındırmak, içsel nurun ortaya çıkmasına yardım eder.
Zen Budizm’de ise, gölgeyle yüzleşmek “kendini yargısız gözlemleme” yoluyla yapılır. Yani ışığın olduğu yerde karanlık da vardır ve her ikisi de bütünü oluşturur. Işığı kabul ediyoruz da karanlığı neden reddediyoruz, o da biziz. Onu da yararlı bir şekilde kullanmak mümkündür.
Uyanış zamanı denilen “Devre Sonu Özel Günleri”nde ki o günlerin içindeyiz. İnsanın kendinden bile sakladığı ama ona ağırlık yapan ve ilerlemesini engelleyen gölge yanlarının ortaya çıkması için Semavi Yönetim Sistemleri herkese ayrı ayrı özel organizasyonlar hazırlar ve bir anda kendimizi bir hırs, korku, nefret, öfke ya da kıskançlık girdabının içinde bulabiliriz. ‘Ben bu değilim, neden bu kadar kızıyorum, kıskanıyorum ya da öfke duyuyorum’ diyebiliriz ama bu durumu da aşamayabiliriz. İşte bu durum tasavvufta, nefsin insanı galebe çalması olarak anlatılır. O bize baskı yapan nefsimizle, gölgemizle yüzleşip, onu görüp, kabullenip nasıl çözeceğimiz hakkında da araştırma yapmak gerekir. Bir travmadan sonra oluşmuştur, haksız değilizdir ama haklı olmak sonucu değiştirmez. Bu travmanın bize getirdiği zorlu ruh hallerini, yüksek benimizin yani ruhumuza ait en yüksek yönümüzün himayesi altında çözebilmek için bazı özel yöntemlere de ihtiyacımız olabilir…
“Uzak diyarların birinde, içsel huzuru arayan bir yolcu yaşardı.
Yıllar boyu dağları aştı, nehirler geçti, bilge ustalarla konuştu.
Ama ne yaparsa yapsın, içinde açıklayamadığı bir huzursuzluk vardı.
Bir gün, yaşlı bir bilge ona dedi ki:
“Aradığın cevap, dışarıda değil, senin gölgende gizli.”
Yolcu, bilgenin sözünü anlamadı.
O gece, derin bir rüya gördü.
Sisli bir ormanda yürürken, karşısına kendi silueti çıktı.
Ama bu siluet karanlıktı; gözleri korku, öfke ve utançla parlıyordu.
Siluet fısıldadı:
“Ben senin sakladığın her şeyim. Bastırdığın öfken, görmezden geldiğin yaraların, kullanmadığın cesaretinim.
Beni reddettikçe büyüdüm, beni kabul ettikçe küçüleceğim.”
Yolcu önce korktu, sonra ellerini uzattı.
Siluetine sarıldığında, karanlık birden dağıldı, içinden altın bir ışık yükseldi.
O an anladı ki:
İnsan kendi gölgesini kucakladığında, karanlık sandığı şey aslında ışığının kaynağıdır.”
Gölgemize şefkat duyma alıştırmaları yaparak belli bir disiplin içinde yapacağımız travmayı öz şefkatle iyileştirme uygulamaları hepimizin özünde zaten var olan sevgi, iyilik ve şefkatin yaralarımızı iyileştirmesine neden olur.
Travmalarımız üzerinde çalışarak, kolay hayatlar yaşayanlara göre kendimize karşı çok daha sağduyulu bir samimiyet geliştiririz. Bu da bize travma ile olgunlaşan, büyüyen biri olma şansını verir. Eğer yolculuğu zorluklara rağmen tamamlayabilecek cesarete ve inanca sahip olabilirsek bu sürecin sonu bir iyilik, sevgi, sevinç lütfuyla ödüllendirilmek olacaktır.
Kendimizi anlayarak, sarıp sarmalayarak şefkat göstererek çok daha derinden sevmeyi; yaşama çok daha derinden bakmayı, insanı daha derinden anlamayı ve öyle yaşamayı öğreniriz. Yükselen farkındalığımızla da artık aynı duygusal yaralara maruz kalmayız ve bu da bizi diğerlerine karşı kendimizi saklamaktan özgürleştirir. Özgürce, rahatça kimsek ve ne düşünüyorsak onu söylemeyi ve öyle yaşamayı öğreniriz ki, bundan daha büyük bir huzur ve mutluluk yoktur.
Bir öğrenci, Zen ustasına sordu:
“Usta, içimde karanlık yanlar var. Kıskançlık, öfke, korku… Bunları nasıl yok edebilirim?”
Usta gülümsedi, öğrenciyi tapınağın bahçesine götürdü. Güneş batmak üzereydi, uzun gölgeler taş avlunun üzerine düşüyordu.
“Gölgene bak,” dedi usta. “Onu kesip atabilir misin?”
Öğrenci başını salladı. “Hayır, gölge beni bırakmaz.”
Usta devam etti:
“Gölge, ışığın sana dokunuşunun kanıtıdır. Onu yok etmeye çalışma; ona ışık tut. Karanlık yanların da tıpkı gölgen gibi, senin bütünlüğünün parçasıdır. Onları fark et, onlarla otur, onlara gülümse. Işıkla buluşan gölge, korkutucu olmaktan çıkar.”
O anda öğrenci, gölgesinin üstüne basan son gün ışığına baktı. Ve ilk kez, hem gölgesine hem ışığına aynı anda teşekkür etti.”
“Gölgeni reddetme; onu ışığın kollarında dinlenmeye davet et.
Işık, ancak gölgeyle buluştuğunda tam olur.” Zen Deyişi

ALINTIDIR.


Herkese merhabalar yaklaşık bir haftadır bilgisayardan uzaktım. Havalar sıcak olunca fanlarda sorun oluyor böyle bir şeyle karşılaştık. Bu arada Facebook hesabım gitmiş:)) zoraki de olsa geri alabildik, birazcık para sıkışmış bu işler için çıkması gerekiyordu. Hayatta bir değişiklik yok Allaha şükür aynıyız. Pazartesi günü sergi komşum Metin beyle sohbet ediyoruz, abla biraz gez, eskiler ne demişler diyor, seyahat etki, sıhhat bulasın diyor. Nereye nasıl seyahat edeceğim inanın anlamıyorum, evdekiler bana bakıyorlar hizmet etmem için onları bırakıp nereye gidebilirsin. Yaptığım gezi sadece şehir içi yürüyüşler oluyor. 
Havalar çok sıcak, geçen hafta pazartesi sıcaktan sergi açmadık. Komşum ile sabah saat 07:30 da pazara indik, benim yeşil fasulyecimden kışlık fasulye aldık, bu arada kışlık mor soğan aldım, eve, geçerken bırakın dedim, çünkü mal sahibi benim komşumun teyzesinin gelini, taşıma zahmetinden kurtuldum. Bu arada pazaryerinde devamlı beslediğim kedim beni pazarda görünce peşime takıldı, keşke yanıma bir aç bitir alsaydım diye hayıflandım. 


Temmuz 2025 okumalarım


Yakın zamanda aldıklarım...



Kütüphaneme yeni katılanlar...



Gazete okumalarım....



Geçen akşam ayağım çok kaşındı, kitap okuyordum elimde kurşun kalem vardı, kaşınan yeri bastırarak kaşıdım kalemle, bu gün canım acıyor bir bakayım dedim, parmağın bir boğumu kadar su toplamış, anneme patlatayım diyorum canın acır diyor şu an kendi kendine patlamasını bekliyorum nedense......


Bir gün bulacağını söylediler
Seven herkes kördür
Kalbin yandığında
Farkında olmalısın...

diyor şarkıcı bu şarkının bir kısmında...

*******************
Bir toplum, en savunmasız bireylerine nasıl davrandığıyla yargılanır.
********************

Hepinize güzel günler dilerim....


OKUDUKLARIM DERGİ 2025/4 LACİVERT DERGİ SAYI:124 (2. BÖLÜM)

01 Ağustos 2025

OKUDUKLARIM DERGİ 2025/4 LACİVERT DERGİ SAYI:124 (2. BÖLÜM)